HACI  BAYRAM-I VELİ’NİN HAYATI

Hacı Bayram-ı Veli 15.yüzyılda Anadolu Türk Birliğinin yeniden sağlanmasında en az politik ve askeri güçler kadar etkili olan Anadolu sufilerinin en önemlilerinden biridir.Ankara’nın Solfasol köyünde doğmuştur.Doğum tarihi kesin olmamakla birlikte kaynaklarda H.753/M.1352-53 yılları olarak belirtilir.Asıl ismi Numandır.Babası Koyunlucalı Ahmet ,annesi Fatma Hanımdır.Abdal Murad ve Safiyüddin adlı kendisinden küçük iki kardeşinin olduğu bilinir.

                Hacı Bayram-ı Veli Hz.’lerinin Solfasol köyünde  doğduğu ev  restore edilmiş ve ziyaretçilere açılmıştır.

               
 
              Hacı Bayram-ı Veli’nin doğduğu ev

               Ev bir büyük salon ve küçük bir odadan ibarettir.Evdeki eşyalar sonradan dekorasyon amaçlı koyulmuş olup Hacı Bayram-ı Veli Hz.’lerinin kullandığı eşya bulunmamaktadır.

              
 
              Hacı Bayram-ı Veli’nin evindeki büyük oda

               Hacı Bayram-ı Veli’nin doğduğu oda küçük odadır.Buradaki eşyalarda sonradan yerleştirilmiştir.

              
           
  Hacı Bayram-ı Veli’nin doğduğu oda

              
           
  Hacı Bayram-ı Veli’nin doğduğu oda

             Hacı Bayram-ı Veli Hz.’lerinin annesine ait mezar  Ankara Esenboğa Yolunda Hasköy Dörtyol mevkiinde Solfasol köyüne dönülen kavşakta T.C Nebahat Taşkın İlköğretim Okulu önünde bulunmaktadır.

             
          
   Hacı Bayram-ı Veli’nin annesine ait türbe

             Hacı Bayram-ı Veli Hz. çocukluk yıllarından itibaren ciddi bir eğitim almıştır.Bu yılllarda hocasının Şeyh İzzetin ( Şeyh İzzetin Cami ve türbesi Hacı Bayram Caminin  buluduğu tepenin doğu alt kısmındadır) olduğu söylenirse de  ikisinin yaşamış olduğu zaman dilimi arasındaki elli yıllık fark bu bilginin doğru olmadığı sonucunu ortaya çıkarır. Hacı Bayram-ı Veli gençlik yıllarında medrese eğitimi almış ve bu dönemde Tefsir,Fıkıh,Hadis,Matematik,Felsefe,Arapça,Farsça Edebiyat gibi çeşitli dersleri okumuştur.

             Hacı Bayram-ı Veli öğrencilik hayatından sonra Ankara’da Melike Hatun isimli bir hayırseverin yaptırdığı Kara Medrese de müderrislik yapmıştır.Medreseler günümüzün üniversite ve fakülteleridir.Burada ders veren müderrislerin ünvanı günümüzün  profesör ünvanıdır.Daha sonra Hacı Bayram-ı Veli Hz.’leri zamanın ünlü din bilgini olan Ebu Hamidüddin Aksarayi ( Somucu Baba ) tarafından Kayseri’ye davet edilir.Bir Halveti şeyhi olan Ebu Hamidüddin ile karşılaşması ilk defa bir  kurban bayramı günü olduğu için şeyh kendisine Bayram adını verir.Bugünden sonra Numan ismi yerine Bayram ismini kullanır.Bu ziyaret esnasında Ebu Hamidüddin Hacı Bayram-ı Veli’ye zahir ilminin ve batın ilminin derecelerini ve geleceğini  manevi yolla kendisine göstererek ,ikisi arasında bir seçim yapmasını söyler ve kendisini tasavvuf yoluna girmeye, bu yolda  öğrencisi  olmaya davet eder. Hacı Bayram-ı Veli bu daveti kabul eder ve  tasavvuf eğitimine Ebu Hamidüddin nezaretinde başlar. 

            Ardından kesin tarihi bilinmemekle birlikte ( muhtemelen 1394)şeyhi ile birlikte Bursa’ya gider ve orada Çelebi Sultan Mehmet (Yeşil Medrese) medresesinde de müderrislik yapar. 1400 yılında şeyhi ile Bursa’dan ayrılan

           Hacı Bayram-ı Veli ; üç yıl süren Şam, Mekke ve Medine’yi kapsayan  hac yolculuğuna çıkarlar.Geri döndüklerinde Ebu Hamidüddin Hazretleri çok yaşlanmıştır ve manevi emanetini Hacı Bayram-ı Veli ‘ye bırakarak 20 Eylül 1412 tarihinde Aksaray’da vefat eder.

           Hacı Bayram-ı Veli daha sonra Ankara’ya döner.Artık yanlızca müderris değil, Hamidüddin Aksariyi’nin  halifesi ve kendi adıyla anılan Bayramilik tarikatının şeyhidir.Tarikatın eğitiminin yapılması için tekke adı verilen binalara ihtiyaç vardır.Bu tekkeler yenilip içilen,yatılan, ibadet edilen yerlerdir.Yapılan danışmalar sonucunda bugünkü Ulus meydanında yüksekçe bir tepe olan  eski hristiyan Ogüst mabedine bitişik şekilde  1415 senesinde Bayramilik Tarikatı  tekkesinin  inşaatına başlanır. 

          Bu tekkenin ilk imamı Hacı Bayram-ı Veli Hz.’nin öğrencisi ve gelecekteki damadı Eşrefoğlu Rumi Hz.’leridir.Bayramilik tarikatı Hacı Bayram-ı Veli Hz.’lerinin profesör olması ve eğitim metodunu güzel uygulaması sonucu kısa zamanda büyük kitlelere ulaşırarak yayılır.Bu  esnada Akşemseddin Hz.’leri Ankara’ya gelir Hacı Bayram-ı Veli Hz.’lerinin öğrencisi olur.

          Bayramilik yaygınlaşırken, Edirne’de Sultan II.Murad Han 1421 yılında tahta geçer.Bu tarikatın çok yaygınlaşması kimi çevrelerde korku ve kuşku uyandırır ve Hacı Bayram-ı Veli  Sultan II.Murad’a şikayet edilir.Yakın geçmişte yaşanmış Şeyh Bedrettin isyanı ile kurulan hayali bağlantılar ve spekülatif benzerliklerle de kışkırtmalar yapılır. Sonuçta  Hacı Bayram-ı Veli, II.Murad Han tarafından Edirne’ye davet edilir.

          Hacı Bayram-ı Veli öğrencisi Akşemseddin’i de yanına alarak Edirne yolculuğuna çıkar.Bu  yolculuk esnasında Gelibolu’ya uğrar ve burada Yazıcıoğlu Ahmet ve Muhammed kardeşlerle görüşür onları tasavvufi yola sokar.

         Sultan daha ilk görüşte Hacı Bayram-ı Veli’den etkilenir ve ihbarın asılsız olduğu anlaşılır.Sultan ve vezirlerle görüşen Hacı Bayram-ı Veli onlara çeşitli tavsiye ve telkinlerde bulunur.Yaklaşık iki  ay  Edirne’de kalır ve bu esnada  Edirne Eski Camiinde halka va’z eder.Hacı Bayram-ı Veli ‘den çok etkilenen Sultan bu büyük veliyi saygı ve sevgi içinde Ankara’ya uğurlar, O’na olan sevgisi sebebiyle müridlerini vergiden affeder.

           Hacı Bayram-ı Veli Hz.’leri 1426 yılında tekrar Edirne’ye gider.Bugünkü tarihi Uzunköprü’nün temeli dualarla atılır.

          1429 yılında Edirne’ye bir yolculuk daha yapılır.Bu seyehat Hacı Bayram-ı Veli Hz.’lerinin Fatih Sultan Mehmet’i gördüğü son Edirne seyehatı olur.Bu görüşme esnasında İstanbul’un Fatih tarafından  feth edileceği müjdesini Sultan II.Murad’a verir.1430 yılında  halife olarak  Akşemseddin Hz. ve Bıçakçı Ömer’i bırakarak  Ankara’da vefat eder.

         Hacı Bayram-ı Veli Hz.’lerinin üç kız ve beş erkek çocuğu olduğunu biliyoruz.Kızlarından sadece Eşrefoğlu Rumi ile evlenen Hayrunisa’nın ismi bilinmektedir.Oğullarının adları sırasıyla Şeyh Ahmet Baba, Ethem Baba, Baba Sultan, İbrahim ve Ali’dir.